1260-1-Anadolu İxtilali-Sabahetdin SELEK-istanbul-1987-387s

1260-2-Anadolu İxtilali-Sabahetdin SELEK-istanbul-1987-364s

ÖSS'de Anadolu ihtilali

Üniversiteli olma yarışına katılan yüz binlerce öğrencinin kazandığı başarıların çizelgesine bakınca, şu gerçeğe varıyorsunuz:

Anadolu'da okuyan, çalışkan, disiplinli öğrencilerin zaferidir bu sonuç.

Tutkularının zirvesine bir Sisiphos direnciyle tırmandılar.

Ailelerine yük olmadan bu yolculuğu başarmayı onurlu bir amaç edindiler.

Ailelerinin kıt kanaat imkánlarıyla vardıkları dorukta, Anadolu'da yaşayan, okuyan bütün öğrencilere de örnek oldular.

Büyük şehirde okuyanlar kazanır sözünü eğitim tarihinden sildiler.

Rahmetli dostum Sabahattin Selek, Milli Mücadele'nin, Kurtuluş Savaşı'nın tarihini yazdığı kitaba Anadolu İhtilali adını vermişti.

Sabahleyin bu konuyu tartıştığım, konuştuğum bir dostum da, bunu bir eğitim ihtilali olarak nitelendirdi. Evet, en yaraşan başlık buydu: ÖSS'de Anadolu İhtilali.

Birinciliğini garsonluk yaparken öğrenen bir yarışmacının sevincini bütün Türkiye paylaşıyor.

Onlar büyük şehirlerdeki çocukların rahat koşullardaki yaşamlarının, çalışma tempolarının başarı için yeterli olmadığını ispatladılar.

Hayat hikáyelerini okuduğunuzda, eğitimin Everest'ine yol alırlarken çok okuduklarını, ufuklarını böylece açtıklarını, ailelerinin desteğini hep yanlarında bulduklarını söylediler.

* * *

BİRKAÇ kuruş daha fazla kazanarak sınıf atlama gülünçlüğünü ve zavallılığını yaşayanların, asıl sınıf atlamanın beyinsellikte gerçekleştiğini öğrenmeleri için çok yazmalıyız.

Bence Porche'a binenler değil, bu sınavı kazananlar sınıf atladı.

Beyine değil paraya değer verenlerin, Türkiye'nin var olma tarihlerinde yerlerinin bulunmadığını kafalarına vura vura belletmeliyiz.

Anadolu'da yaşayan çocukların bu çabası, hiç kuşkusuz aynı zamanda var olma tutkusunun da göstergesidir. Bulunduğu konumu aşmanın tek öğesinin okumak olduğunun bilincinde.

Eğitimin eşitlikçi yanının yarının sorunsuz Türkiyesi için çok önemli itici bir güç olduğunu bilenleri okumalı.

Le Monde'un bugün hayatta olmayan Türkiye muhabiri Jen-Pierre Thieck'in bir tespitinden yola çıkalım, doğru duraklara varırız.

Thieck demiş ki: ‘‘Ülkenizde eşitlikçi eğitim sayesinde Anadolu çocukları okudu, Güneydoğu'dakiler, Kürtler üniversitelerde eğitim gördüler.

Ne zaman ki, 12 Eylül darbesi oldu, okuyanları yurtdışına gitmek zorunda bırakıldılar, işte Avrupa o zaman Kürt meselesi ile ilgilendi.’’

Anadolu'dan kopuşların, eşitlikçi eğitim sisteminin serüveni ile ilgisini düşünmeli.

Jean-Pierre Thieck'in Anısına başlıklı yazısında Hadi Uluengin, onun bütün yönlerini gerçekten çok güzel kaleme getirmiş.

O bir yabancı değil, Türkiye'yi çok iyi tanıyan biri.