Bağış

Turuz masraflarını karşılaya bilmemiz için yeni yılda Turuza destek olmak için [email protected] ile irtibata geçin.

Bağışlarınızı bu E-postaya bildirin: [email protected]

BTC: bc1q0lqs9dhsd6glk4hdslt83fwcrz9uvujk6lrcfl

USD(TRC20):TWrFZBWcvyDfQSA51cvXq52Es8VSHeFwQR

Bank kart bilgileri:

6104 3373 5031 8547

Iran Millet Bank

Billür Köşk masalları Tahir Alangu

15491
0
2014/12/19
Oy Sayısı 15
Oy Sonucu 5

Bir varmış bir yokmuş, bir ülkenin birinde, bir padişahın do­ğan çocukları, hiç yaşamaz, hemen ölürlermiş. Bir gün yine bir kızı olmuş. “Nasıl yaşatacağız?” diye derde düşmüşler. Nihayet yeraltında güngörmez, küçücük bir penceresi olan bir mağara yapıp, yanına sütninesi ve diğer yardımcılarım koyarak, kapat­mışlar.
Günler, aylar, yıllar hızla gelip geçmiş. Kız on beş yaşına ge­lince, güzel mi güzel bir kız olmuş. Sadece yanakları solgunmuş.
Yaşı ilerleyen kızın canı çok sıkılıyormuş. Bir gün yatakları üst üste koyarak, mağaranın üstündeki camı kırmış. Dadısı bak­mış ki olmayacak, gitmiş Padişah’tan yalvar, yakar kızın gezmesi için izin almış. Kız, artık dadısı ile beraber sarayın bahçesinde gezip dolaşabüiyormuş.
Kız, bir gün babasından “Kendisi için, billurdan bîr köşk yap­tırmasını” istemiş. Babası da, denizin tam ortasına, dünya üzerin­de benzeri olmayan bir “Billur KÖşk”ü yaptırmış. Kız da cariyeleri ile birlikte köşke yerleşmiş.
Billur Köşk’ün namı dünyanın dört bir yanına yayılmış. Ye­men Padişahı’nın oğlu da bu köşkü çok merak ediyormuş. Baba­sından izin alıp, bir gemi ile yola çıkıp, Billur Köşk’ün önüne varır. Burada, kız oğlanı, oğlanı kızı görünce birbirlerine deli gibi aşık olurlar. Oğlan, “İşte gemi, -pupa folken- doğru Yemen” der ve gemisine atlayarak doğru memleketine gelir.
Bu arada, kız da babasından yakut, elmas ve incilerle dona­tılmış bir gemi yaptırmasını ister. Babası da yaptırır. Kız gemiye binerek Yemen’e gelir. Gemi limana girince herkes başına topla­nır. Kısa bir sürede bu geminin ünü tüm Yemen diyarına yayılır. Gemi, şehzadenin de dikkatini çeker. H^atında daha önce böyle bir şey görmemiştir… Geminin genç kabanı ile tanışan şehzade, kaptandan şüphelenir. Kaptan bir kız kadar güzeldir. Ertesi gün şehzade, geminin yerinde olmadığını fark ederek telaşlanır. Çev­resinden gemi eşrafının sarayın karşısında bir konağa taşındığını öğrenir. Bir gün konağı gözetlerken pencerede güzeller güzeli bir kız görür ve kıza aşık olur. Oğlan hemen anasını kızı istemesi için gönderir. Kadıncağız, biricik oğlu için kalkar, kızın oturduğu konağa gelir. Kızda oğlanın anasına hep tepeden bakar. Kadınca­ğız, sinirli sinirli gelip oğluna anlatır. Oğlan, anasına yalvarır. Kadın, kıza gider. Kız her seferinde, yapılması zor olan işler ister, oğlan yaptırır. Ancak kız, bir türlü “evet” demez. O evet demedik­çe, oğlanın içindeki yangın da büyür. Kız, oğlandan son olarak tabutta bir ölü gibi yatarak onu beklemesini ister. Kız, oğlanın başına gelir ve: “İşte gemi, işte yelken,-yolum İstanbul- Pupa yelken” der ve gider. Oğlan, zamanında kıza söylediği sözü hatırlar ve hatasını anlar. Kız gittikten sonra hemen gemisine atlar ve gelir kızı bulur. Kırk gün kırk gece, düğün yapılır. Onlar ermiş mura­dına, biz çıkalım kerevetine…

Yazarlar:
Yayın:
YKY
Yayın Yılı:
1961 (Miladi)
Sayfalar:
224
Dosya Türü:
PDF Document
İçerik Dili:
Türkçe

 Sayın oxucular!
Turuz sitesi bir kültürəl ocaq olaraq dilçiliklə bağlı qonulardan danışır. Bu sitə dilçiliklə bağlı dəyərli bilgilər verməkdədir.Dilimizin tarixi və etmolojisi sahəsində çalışan bu sitə, sözlərin kökü və etimolojisi haqqında, başqa sitələrdən dəyişik olaraq, eyləmlə(fe'l) bağlı anlamların açıqlayır.
Sitəmizdə dilçiliklə bağlı bir çox kitab,sözlük, yazılar əldə edib oxuyabilərsiniz. Umuruq ki bu sitə, siz dəyərli, sayın oxucular yardımıyla, dilçilik qollarının gəlişməsi, yüksəlişi yolunda bir addım götürəbilsin.
Bey Hadi ([email protected])
Təbriz