Bağış

Turuz masraflarını karşılaya bilmemiz için yeni yılda Turuza destek olmak için [email protected] ile irtibata geçin.

Bağışlarınızı bu E-postaya bildirin: [email protected]

BTC: bc1q0lqs9dhsd6glk4hdslt83fwcrz9uvujk6lrcfl

USD(TRC20):TWrFZBWcvyDfQSA51cvXq52Es8VSHeFwQR

Bank kart bilgileri:

6104 3373 5031 8547

Iran Millet Bank

Televizyon-Jacques Lacan-Ahmed Soysal-2013-119s

5983
0
2017/7/8
Oy Sayısı 1
Oy Sonucu 5

Televizyon-Jacques Lacan-Ahmed Soysal-2013-119s 

Bir aziz, yaşamı boyunca, kendisine bazen bir hâlenin sağladığı saygıyı duyurmaz. Baltasar Gracian'ın yolunu izlediğinde gürültü patırtı yapmamak onu kimse fark etmez, ki bundan Amelot de la Houssaye onun saray insanı konusunda yazdığını sanmıştı. Bir aziz, anlaşılmak istersem, merhamet (charité) dağıtmaz. O daha çok pisliği (déchet) ayırmaktadır:"ters-merhamet" yapar (décharite). 

Bunu da yapının buyurduğunu gerçekleştirmek için yapar: özneye, bilinçdışının öznesine kendisini (azizi) arzusunun nedeni olarak görmeyi sağlamak için. Gerçekte (en effet) söz konusu özne, bu nedenin iğrençliğinden (abjection) dolayı yapıda hiç değilse kendi yerini bulma şansına sahiptir. Bu aziz için komik değildir ama hayal ediyorum ki bu televizyondaki birkaç kulak için, aziz olaylarından bazı garipliklerle iyi kesişmektedir. Bunun zevk (jouissance) etkisi olması konusunda, kim alınmış zevk (joui) ile anlamına (sens) sahip değil? Kuru kalan bir tek aziz, onun için bir yadsıma. Ki bu da olayda en eğlendirendir. Ona yaklaşanları ve yanılmayanları eğlendiren: aziz, zevkin hor görülenidir. Ne kadar çok sayıda aziz isek, o kadar çok güleriz, bu benim ilkemdir hatta kapitalist söylemden çıkış, ki bu bir ilerleme oluşturmayacak, eğer yalnızca bazıları içinse.

--------

Freud’un yorumcuları arasında Jacques Lacan’ın yeri farklıdır. Sigmund Freud’un yeniden yorumlanmasıyla yapısalcılıktan post-yapısalcılığa uzanan bir yol izler. Dolayısıyla Lacan, yalnızca önemli bir psikanaliz kuramcısı olarak değil, daha başlangıçta psikanaliz, dil bilim, antropoloji ve felsefe alanındaki geçirgenlikleri ve geçiş yollarını yeniden ören, bazen geliştirdiği, bazen yenilediği, bazen de sadece farklı bir açıdan yorumlamakla yetindiği argüman ve kavramlarla 20. yüzyıldaki felsefi tartışmalarda kendine özgü çok önemli bir bakış açısı oluşturmuştur. Bu açıdan 20. yüzyıl felsefesinin önemli isimleri arasında yerini alır. Bilinçaltının dil gibi yapılandığı şeklindeki sözü ile yapısalcı yaklaşımlarla psikanaliz arasındaki geçişkenliği kuran Lacan, aynı zamanda önemli bir Hegel yorumcusudur da. Dolambaçlı ve çetrefilli söz oyunları, eğretilemeler, anlaşılması ve yorumlanması güç göndermeler sürekli olarak bu dile hakimdir. Lacan güç bir yazardır bu bakımdan, ama Lacan’ın yazmaktan çok konuşmuş olduğunu da belirtmek gerekir. Onun yazıları daha çok öğrencileri ve izleyicilerinin tuttuğu notlar ve kayıtlardan oluşur. Konuşmaları, daha doğrusu seminerleriyle ünlüdür. Lacan’ın teorik psikanalizinin kültürel alanı yorumlayan ana kavramlarından en önde gelenleri elbette İmgesel, Simgesel ve Gerçeklik olarak belirtilebilir. Biyolojik bir varlık olan insan yavrusunun kültürel bir özne oluşunu açıklarken Lacan bu kavramları değerlendirir. Ego ve onun yaşam dünyası başlangıçta İmgesel alana aittir. Doğal olandan kopulmamış olunan bir evredir bu. Daha sonra Babanın Adı’nın devreye girmesiyle, yani Simgesel yapı ile imgesel olan bastırılır. 

Simgesel ve kültürel düzen

Simgesel burada, Kültürel Düzen’in simge sistemini ifade eder. Bilinç dışı bunun sonucu oluşur. Gerçeklik (“gerçek gerçeklik” bu anlamda, simgeselin kurduğu gerçeklikten ayrı olarak Simgeselin ötesinde kalır. Gerçeklik, Simgesel bastırmanın sonucunda Uçurum’un ötesinde kalmış olan eksiklik yeri/ya da noktası olarak ifade edilir. Bu bağlamda Simgesel’den Gerçeklik’e bir köprü ya da bağlantı noktası yoktur. Gerçeklik, Bilinç dışı Arzu’nun ötesinde kalmıştır. Gerceklik’e asla ulaşamayacak olunması nedeniyle Bilinç dışı Arzunun doyurulması olanaklı olamaz. Arzu, bu anlamda asla ulaşılamayacak ve tamamlanamayacak olan kökensel bastırmadan kaynaklanan eksiklik yeri’dir. “Televizyon” adıyla Türkçe’ye metinler de benzer zorluklar taşıyor. 

Televizyon, Jacques Lacan, Çev. Ahmet Soysal, Monokl, 2013

Sosyoloji, yeniden!

 
Yeniden Sosyoloji, 2002 yılında ilk kez yayınlandığında; Korkut Tuna, üniversite sistemini değerlendiren ifadeler kullanmıştı. Kendisi, ilerleyen yıllarda bu sistemin içinde aktif bir biçimde yer aldı; sistemin yenileştirilmesi çabaları içinde uygulayıcı olarak bilgi ve tecrübelerinden pratik sonuçlar elde etmeye çalıştı. Şimdi, ikinci baskıya yazdığı önsözde “...emeklilik günlerinde tekrar “Yeniden Sosyoloji” demenin, diyebilmenin çabası içindeyim” diyor. Sosyoloji Tuna’ya göre, ‘güncel’ denilebilecek birçok takıntı ve etkilenmelere ve hakkında ileri sürülmüş ve sürülebilecek birçok yargı ve iddiaya rağmen başta toplumumuz olmak üzere toplumların bilimi olma özelliğini sürdürüyor. 
Dosya Türü:
PDF Document

 Sayın oxucular!
Turuz sitesi bir kültürəl ocaq olaraq dilçiliklə bağlı qonulardan danışır. Bu sitə dilçiliklə bağlı dəyərli bilgilər verməkdədir.Dilimizin tarixi və etmolojisi sahəsində çalışan bu sitə, sözlərin kökü və etimolojisi haqqında, başqa sitələrdən dəyişik olaraq, eyləmlə(fe'l) bağlı anlamların açıqlayır.
Sitəmizdə dilçiliklə bağlı bir çox kitab,sözlük, yazılar əldə edib oxuyabilərsiniz. Umuruq ki bu sitə, siz dəyərli, sayın oxucular yardımıyla, dilçilik qollarının gəlişməsi, yüksəlişi yolunda bir addım götürəbilsin.
Bey Hadi ([email protected])
Təbriz