Bağış

Turuz masraflarını karşılaya bilmemiz için yeni yılda Turuza destek olmak için [email protected] ile irtibata geçin.

Bağışlarınızı bu E-postaya bildirin: [email protected]

BTC: bc1q0lqs9dhsd6glk4hdslt83fwcrz9uvujk6lrcfl

USD(TRC20):TWrFZBWcvyDfQSA51cvXq52Es8VSHeFwQR

Bank kart bilgileri:

6104 3373 5031 8547

Iran Millet Bank

Sergey_Grigoreviç_Agacanov_Oguzlar_cev_Ekber_N_Necef-Ahmet_Annaberdiyev_Istanbul_2002

15690
13
2016/8/6
Oy Sayısı 4
Oy Sonucu 6

 

BU PITIYIN BARÇI-LINKI, SELENGE YAYINLARI ISTƏGILƏ QALDIRILDI
Sayın Beyhadi
Türklük gayret ve himmetinizi takdir ediyorum, ama sitenize koyduğunuz Selenge Yayınlarına ait kitaplar gördüm. Bunlar aktif satışta olan kitaplardır ve telif hakları yayınevimize aittir. Sizden özellikle rica ediyorum, lütfen sitenizde bulunan selengeye ait kitapları kaldırınız. Eğer yalnızca Azerbaycandaki veya İran'daki Türk kardeşlerimiz bu kitapları pdf indirmiş olsalar bir şey demezdim, ama Türk okurlar da bu kitapları ücretsiz olarak indiriyorlar ve tabii olarak bu durum bizi maddi ve ticari yönden etkilemektedir. 
Selamlar

 selenge yayınları 
Ahsen Batu

6 August 2016

Oğuzlar

Sergey Grigoreviç Agacanov

Çev-Ekber N.Necef-Ahmet Annaberdiyev

Istanbul -2002

456s

             Oğuzlar Toplusu-Turuzda

----------------------------------------

“OĞUZLAR: Dilleri, Tarihleri ve Kültürleri”

Oğuzlar, Göktürkler devrinde, devleti ve toplumu oluşturan en önemli unsurlardan birisidir. Bu durum, Göktürk yazıtlarında Bilge Kağan tarafından hâkimiyeti altındaki topluluklara hitap ederken, “Türk ve Oğuz” adlarının birlikte zikredilmesi ile tescil olunmuştur. Uygur hâkimiyeti döneminde de Oğuzların etkin siyasî roller üstlendiği bilinmektedir.

Oğuzlar X. yüzyılda Aral Gölü’nün kuzeyinde görüldüklerinde devletleşme sürecine girmişlerdi. Bu dönem aynı zamanda Orta Asya’da İslamiyet’in yayılmasına denk düşmektedir. Dolayısıyla Türklerin İslamlaşma sürecine dair canlı tanıklıklar da bu dönemde başlar. Oğuzların Türk-İslam tarihindeki rollerinin artması ve toplumsal-siyasal sistemde etkin olmaları Büyük Selçuklular devrinde gerçekleşmiştir. Bu yönüyle Selçuklular, İran’dan Balkanlara; Kafkaslar’dan Basra körfezine ve Bağdat’a kadar uzanan Türk fetihlerinin öncüsüdürler. Anadolu’nun Türk yurdu haline gelmesi de yine Selçukluların eseridir.

Oğuzlar İslamiyet’e girmeye başladıktan itibaren Türkmen adıyla anılmaya başlamışlardır. Bu yeni isim Oğuzların esas isminin yerini almaya başlamış, XIII. yüzyılın sonlarına gelindiğinde Oğuz adı, yerini bütünüyle Türkmen adına bırakmıştır. Ancak en önemli gelişme Türk adının yükselmesinde görülmüştür. Göktürkler devrinden sonra Türk adı en geniş manası ile Oğuzların hâkimiyet sahasında yaygınlaşmış; yerleşik hayatın, devlet otoritesinin ve gücün simgesi haline gelmiştir. Dolayısıyla Oğuzlar, Türk adını Batı Türk illerinde tek başına temsil eder hale gelmiştir. Bu yeni temsil gücü Türklerin milletleşme sürecinde de önemli rol oynamıştır.

XIV. yüzyılın en önemli tarihçilerinden Reşidüddin, Oğuz Kağan Destanını kaleme alırken, o zamana kadar Batı Türk illerindeki hükümdarların Salur, Yazır, Eymür, Avşar ve Kayı gibi Oğuzlar boylarından çıktığını bildirmektedir. Bununla birlikte Oğuzların Kınık boyu Selçuklu, Kayı boyu Osmanlı, Bayındır boyu Akkoyunlu, Avşar boyu İran’da Afşar hanedanını kurmuşlardır. Karakoyunlu, Danişmendli, Artuklu, Beğteginli, İldenizli vs. beylik veya devletlerin Türkmenlerin bir eseri olduğu gibi Ramazanoğulları’nın Üçoklu, Dulkadirlilerin Bozoklu Türkmenler tarafından kurulduğu bilinmektedir.

X. yüzyıldan itibaren özellikle İran, Anadolu ve Balkanlar sahalarında kurulan tüm beylik ve devletler doğrudan Oğuzların/Türkmen hanedanlar tarafından kurulmuştur. Bununla birlikte bu devletlerin Oğuz kökenlerine dair çalışmalar dağınık vaziyette bulunmaktadır. Merhum Faruk Sümer’in vaktiyle yayımladığı Oğuzlar/Türkmenler adlı eseri (Ankara 1967) Oğuzlar hakkında en derli toplu çalışmadır. Ne var ki, eserin yayınlandığı 1967 yılından bu yana son olarak Ergin Ayan tarafından yayımlanan Oğuz İsyanı (İstanbul 2007) adlı kitap dışında, mahsusen Oğuzlar üzerine bütünlüklü ve kapsamlı bir çalışma yapılmamıştır. Oğuzların Asya’daki kökenlerine dair Türkmenistan, Azerbaycan, Rusya ya da başka ülkelerde ne tür çalışmalar yapıldığı hususunda da bilgilerimiz zayıftır. Sergey Grigoroviç Agacanov’un Oğuzlar (İstanbul 2002) adlı eserinin Türkçeye kazandırılması sevindirici olmuştur. Ancak durumun bununla sınırlı olmadığı bilinmektedir.

Oğuzların/Türkmenlerin yayıldığı sahalar ana hatlarıyla şöyledir: Türkmenistan, Afganistan, İran, Irak, Türkiye, Suriye, Azerbaycan, Makedonya, Kosova, Yunanistan, Bulgaristan ve Romanya. Bu yönüyle anılan bölgelerdeki Türklerin ataları Oğuz/Türkmen’dir. Bu geniş saha aynı zamanda Oğuzcanın, kültürünün ve folklorunun da yayılma sahasıdır. Oğuzcanın günümüzdeki en yaygın temsilcisi olan Türkiye Türkçesidir. Bunun yanında Azeri, Türkmen, Gagauz Türkçeleri Oğuzcanın diğer ana temsilcileridir. Dolayısı ile Batı Türkçesi ya da eski adıyla Oğuzcanın tarihi kökenlerine, gelişme seyrine, coğrafi dağılım ve yaygınlıklarına, ağız yapıları arasındaki benzerlik ve farklılıklara dair çalışmalara ihtiyaç duyulmaktadır. Bu alanda yapılan çalışmaların tartışılması ve sonuçlarının değerlendirilmesi yararlı olacaktır.

Aynı şekilde, Oğuzname türündeki eserlere dair çalışmaların ve varılan sonuçların bir sempozyum çerçevesinde tartışılması önemlidir. Bu kabilden Dede Korkut hikâyeleri, Köroğlu destanı ve benzeri diğer eserlerin yeniden incelenmesi, mitolojik bağların ortaya konması önem arz etmektedir.  Oğuzların maddi kültür verilerinden (halı, kilim, damga, mezar taşları vs.) elde edilen bilgiler ile somut olmayan kültür unsurlarının (doğum, ölüm, düğün vs. gelenekleri) da tartışmaya açılmasında fayda görülmektedir.

“Oğuzlar: Dilleri, Tarihleri ve Kültürleri” 5. Uluslararası Türkiyat Araştırmaları Sempozyumuna, Oğuzlar konusunda çalışmalar yapan tüm akademisyenlerin katılımı beklenmektedir. Böylece Doğu Avrupa’dan Çin’e kadar uzanan geniş bir sahada varlığını sürdürmekte olan Türk topluluklarının dil, kültür, folklor ve tarih bakımından birliktelikleri bütüncül bir perspektif, disiplinler arası yaklaşım ve karşılaştırmalı bir yöntemle ele alınmış olacaktır.

Yayın Yılı:
2002 (Miladi)
Sayfalar:
456
Dosya Türü:
PDF Document
İçerik Dili:
Türkçe

teşekkürler
tşk
akademisyen, araştırmacı, yazar
cok tesekkürler.
Teşekkürler
Teşekkürler
Teşekkürler
iyi
HARİKA
teşekkür ederim

 Sayın oxucular!
Turuz sitesi bir kültürəl ocaq olaraq dilçiliklə bağlı qonulardan danışır. Bu sitə dilçiliklə bağlı dəyərli bilgilər verməkdədir.Dilimizin tarixi və etmolojisi sahəsində çalışan bu sitə, sözlərin kökü və etimolojisi haqqında, başqa sitələrdən dəyişik olaraq, eyləmlə(fe'l) bağlı anlamların açıqlayır.
Sitəmizdə dilçiliklə bağlı bir çox kitab,sözlük, yazılar əldə edib oxuyabilərsiniz. Umuruq ki bu sitə, siz dəyərli, sayın oxucular yardımıyla, dilçilik qollarının gəlişməsi, yüksəlişi yolunda bir addım götürəbilsin.
Bey Hadi ([email protected])
Təbriz