[SEYYİD ALİ EFENDİ - Kemal Beydilli]
tarafın zayiat verdiği, ancak kazananın belli olmadığı mücadele esnasında 19 Kasım’da âsilerin sözcüsü haline gelen kaymakam Çarhacı Ali Paşa vasıtasıyla Kadı Abdurrahman ve Râmiz paşalar yanında Seyyid Ali Efendi’nin de kellesi istendi. Âsilerin IV. Mustafa’nın tekrar tahta çıkarılması için gösterilerde bulunması üzerine bu üçlü grup II. Mahmud’a kardeşinin öldürülmesi gerektiğini telkin etti. Böylece IV. Mustafa boğularak öldürüldü. II. Mahmud hânedanın tek erkek üyesi sıfatıyla tahtını sağlamlaştırırken Seyyid Ali de eski bir padişahın öldürülmesi işine karıştığından hayatını büyük bir tehlike içine atmış bulunuyordu. Bu arada olaylar âsilerin lehine gelişiyordu. Üçlü grup II. Mahmud’un izniyle Yalı Köşkü’nden kürekli bir kırlangıca binerek saraydan ayrıldı. Üsküdar’a çıkmaları engellendiğinden yanlarındaki adamlarıyla birlikte bir çektirmeye aktarılıp Marmara’ya doğru yelken açıldı. II. Mahmud ise tahtını korumuş olmakla beraber âsilerin isteklerine boyun eğmek ve bu üçünün idamına onay vermek zorunda kaldı. Bunlar Yedikule açıklarındayken bir brike binen yeniçeriler tarafından takip edilmeye başlandı. Ancak Yeşilköy’de karaya çıkarak buldukları atlara binip kaçmayı başardılar (a.g.e., IX, 39).
Seyyid Ali ve iki yoldaşı Çatalca’da eski Kırım hanlarından Selim Giray’ın çiftliğine sığındı. Kadı Abdurrahman Paşa, Anadolu’da Alâiye tarafına doğru kaçtı, Râmiz Paşa Rusya’ya sığındı ve eski vatanı Kırım’a yerleşti. Ancak 1813’te döndüğünde idam edildi. Seyyid Ali Efendi İstanbul’a dönerek önce gizlendi, bu arada hayatı için bazı yeniçeri reislerine yüklü paralar dağıttı ve aklanmayı başardı. Nihayet 13 Temmuz 1809’da ordu ile Dâvud Paşa Kışlası’nda bulunan Sadrazam Yûsuf Ziyâ Paşa’ya sığınıp af diledi ve isteği kabul görerek Çanakkale Boğaz Hisarı kumandanlığına tayin edildi. Aslında bu onun açığa çıkması için bir tuzaktı. Seyyid Ali’nin buna kanması kendisine yakıştırılan saflığın bir nişanesi olarak yorumlanır (Şânîzâde, I, 211). II. Mahmud kendisine Fransız yanlısı bir politika güdülmesi tavsiyesinde bulunan takrirler sunan, vaktiyle Alemdar Mustafa Paşa’nın yanında duran ve şimdi yeniçerilere dayanmaya çalışan Seyyid Ali’nin ortadan kaldırılmasına karar verip önce İstanbul’dan uzaklaştırmasını uygun gördü. Ertesi gün peşinden gönderilen emirle idam edilerek (6 Temmuz 1809) kesik başı Dâvud Paşa sahrasına getirildi (5 Ağustos 1809; Şânîzâde, I, 211-213; Cevdet, IX, 115-116). Sened-i İttifak’ta imzasının bulunması sebebiyle II. Mahmud’un gizli kinini davet ettiği açıktır. IV. Mustafa’nın katline karışmış olması idamı için ayrı bir sebep teşkil etmiş olmalıdır. Seyyid Ali Efendi’nin kesik başı Mahmudpaşa Mezarlığı’nda gömülüdür.
Eserleri. 1. Sefâretnâme. Bilinen yazmalarından hareketle 1912’de Târîh-i Osmânî Encümeni Mecmuası’nda tefrika edilmiş, ertesi yıl bu yayımdan hareketle Ahmed Refik tarafından kitap halinde basılmış, aktüel dergilerde bazı alıntılar yapılmış olmakla beraber eser yeni harflerle tekrar neşredilmiştir (bk. bibl.). 2. Muhtasar Fransa Ahvâli. Süleymaniye Kütüphanesi’nde bulunan (Hacı Mahmud Efendi, nr. 4890), muhtemelen tek nüsha halindeki yazmanın metni yayımlanmış olmakla beraber müellif tesbiti yanlış yapıldığından eser, 1806-1811 yılları arasında elçi sıfatıyla Fransa’da bulunan Abdürrahim Muhib Efendi’ye mal edilmiştir. Metnin dîbâcesinde 1211 senesi evâilinde (Temmuz-Eylül 1796) sefâretle memur edildiğini ifade eden müellif, hitamında eserin yazılış tarihini evâil-i Zilkade 1213 (6-15 Nisan 1799) olarak vermektedir (Seyyid Ali Efendi, Paris Risâlesi, sy. 5 [1997], s. 182, 195). Eser Stephane Yerasimos tarafından 1998’de Paris’te Fransızca olarak basılmıştır (bk. bibl.). “Muhtasar Fransa Ahvâli” Seyyid Ali Efendi’nin kendi tanımlamasıdır (vr. 14b). Frank Krallığı’nın, dolayısıyla Fransa’nın ortaya çıkışına kadarki eski dönemlere kısaca temas eden, Roma İmparatorluğu’nun ikiye ayrılması ve İstanbul’un kurulmasına değinen Seyyid Ali, Fransa tarihinden kesitler sunar. Verdiği bilgiler sağlamdır, dolayısıyla iyi bir kaynaktan alınmış olduğuna işaret eder. “Der Beyân-ı Zuhûr-ı Fesâd” başlığı altında 1789 Fransa İhtilâli’nin tarihçesine büyük bir yer verir. Bu anlatım Osmanlı literatüründe, meydana gelişinden kısa bir zaman sonra Fransız İhtilâli’ne dair verilen ilk bilgiler olması bakımından ayrı bir önem taşır. “Nizâm-ı cedîd” diye adlandırdığı 1792 anayasasının takdimi, kral ve kraliçenin idamı, başlayan iç savaş ve bunun terör boyutu vurgulanır. İhtilâlin Avrupa çapında bir savaş haline dönüşmesi anlatılır. Cumhuriyet devri Fransa’sının ekonomik ve malî durumu, nüfusu, askerî gücü, harp sanayii ve bilimsel gelişmeler hakkında bilgi verilir. Paris şehriyle ilgili anlatımı genelde ihtilâl sonrası Fransa’sının tasviri içinde özel bir yer tutar.
BİBLİYOGRAFYA:
Seyyid Ali Efendi, Muhtasar Fransa Ahvâli, Süleymaniye Ktp., Hacı Mahmud Efendi, nr. 4890, vr. 24-40; a.e.: Paris Risâlesi (haz. İbrahim Küreli, İlmî Araştırmalar içinde), sy. 5, İstanbul 1997, s. 177-197; a.e.: Deux ottomans à Paris sous le Directoire et l’Empire: Relations d’ambassade (trc. Stephane Yerasimos), Paris 1998, s. 14 vd.; a.mlf., Sefaretnâme (TOEM içinde), XX (1330/ 1912), s. 1246-1259; XXI, 1333-1342; XXII, 1378-1390; XXIII, 1458-1466; XXIV, 1548-1560 (Moralı es-Seyyid Ali Efendi’nin Sefaretnamesi [haz. Ahmed Refik], İstanbul 1329); Şânîzâde, Târih, I, 211-213; Yayla İmamı Risalesi (haz. F. Çetin Derin, TED içinde), III (1973), s. 213-272; Sicill-i Osmânî, III, 554; Cevdet, Târih, IX, 35, 36, 39, 115-116; Ahmed Refik [Altınay], Târihî Simalar, İstanbul 1331, s. 61-88; a.mlf., “Moralı Ali Efendi’nin Paris Sefâreti (1797-1802)”, TOEM, III (1330), s. 1120-1138; Enver Ziya Karal, Fransa-Mısır ve Osmanlı İmparatorluğu (1797-1802), İstanbul 1938, tür.yer.; Faik Reşit Unat, Osmanlı Sefirleri ve Sefâretnâmeleri (nşr. Bekir Sıtkı Baykal), Ankara 1968, s. 179-181; Ercümend Kuran, Avrupa’da Osmanlı İkamet Elçilerinin Kuruluşu ve İlk Elçilerin Siyasi Faâliyetleri: 1793-1821, Ankara 1988, s. 25-35; Maurice Herbette, Fransa’da İlk Daimi Türk Elçisi “Moralı Esseyyit Ali Efendi”: 1797-1802 (trc. Erol Üyepazarcı), İstanbul 1997; Kemal Beydilli, “Dış Politika ve Siyasî Ahlâk”, İlmî Araştırmalar, sy. 7 (1999), s. 47-56; Erhan Afyoncu, “Osmanlı Müverrihlerine Dair Tevcihat Kayıtları I”, TTK Belgeler, XX/24 (1999), s. 140; “Ali Efendi (Moralı Esseyyid)”, İst.A, II, 653-656.
Kemal Beydilli
|