Bağış

Turuz masraflarını karşılaya bilmemiz için yeni yılda Turuza destek olmak için [email protected] ile irtibata geçin.

Bağışlarınızı bu E-postaya bildirin: [email protected]

BTC: bc1q0lqs9dhsd6glk4hdslt83fwcrz9uvujk6lrcfl

USD(TRC20):TWrFZBWcvyDfQSA51cvXq52Es8VSHeFwQR

Bank kart bilgileri:

6104 3373 5031 8547

Iran Millet Bank

Mahakimetül Luğateyn-Mir Alişir Nevayi-El Yazma

15069
0
2017/5/4
Number of votes 1
Voting results 7

Mahakimetül Luğateyn-Mir Alişir Nevayi-El Yazma

BAŞQA LİNKLER

Nizamüddin Ali Şir Nevai veya yaygın adıyla Ali Şir Nevai (Çağatayca: نظام الدین علی شیر نوایی; Özbekçe: Alisher Navoiy; Uygurca: نىزامىدن ئەلشىر ناۋائى; Farsça: نظام الدین على شير هروی Nizām al-Din ʿAlī Shīr Herawī veya kısaca علیشیر نوایی Alishīr Nevāī; 9 Şubat 1441, Herat - 3 Ocak 1501, Herat), 15. yüzyıl Özbek şairi.

Hayatı[değiştir 
Ali Şîr Nevaî'nin bir portresi. Reasam: Bilinmeyen Isfana, Kırgızistan.
Ali Sîr Nevai 1441 yılında (günümüzde kuzey-batı [[Afganistan'da bulunan) Herat'da doğdu. Ali Şir Nevai'nin yaşama döneminde Herat Timurlu Devleti hükümü altında idi ve Herat bu devletın en önemli kültürel ve entelektüel merkezlerinin başında gelmekteydi. Ali Şır Nevai'nin ailesi Çağatay Sülalesindendi ve Ali Şir Nevai Tımurlu Devleti içinde yüksek rütbeli bir sınıftan olarak "emir" (Farisi olarak mir) ünvanını taşımaktaydı. Ali Şir Nevai'nin babası Siyabettin "Kıçına (Küçük)" adı ile bilinmekteydi. O zamanlar Sultan Timur'un dördüncü oğlu olan Şahruh Mirza Timurlu Devleti'nin Horasan eyaetinin valisi olup 1405'de Timur'un ölümünden 1447'ye kadar'de sonra Timur devletinin batısını gayet bağımsız olarak Herat'tan yönetmekte idi. Siyabettin "Kıçına (Küçük)" "Şahruh|"'un Devlethane denen sarayında onun hükümadarlık alanında yüksek bir devlet idarecisi idi. Bir dönem icin sw Siyabettin bu devletin önemli şehirlerinden biri olan Sebzevar şehrinin valiliğini yapmıştı. Ali Şir Nevai'nin annesi de Şahruh'un sarayında Şahruh'un şehzadelerinin birisinin mürebiyyesi görevini yapmakta idi.
Ali Şir Nevai daha küçük yaşta iken babası öldü. Timurlu sülalesinin bir üyesi olan Timur'un torununun oğlu olan ve Horasan valiliği de yapan "Ebül-Kasım Babür Mirza bin Baysüngör Beg" vesayetine geçerek onun yanında yetişti.
Bu saray eğitiminde Ali Şir Nevai sonradan Horasan'da Timurlu Devleti hükümdari olacak Hüseyin Baykara ile beraber yetiştirildi. Fakat 1447'de Şahruh'un ölümünden hemen sonra Herat gayet karıştı ve politik durum istikrarsız oldu. Bu nedenle Ali Şir Nevai ile birlikte eğitim arkadaşı olan Hüseyin Baykara, vasileri olan "Ebül-Kasım Babür Mirza bin Baysungur Beg" başlarında Meşhed'e kaçmak zorunda kaldılar. Ertesi yıl Meşhed'de iken bin Baysüngör Beg öldü. Hüseyin Baykara ve Ali Şir Nevai'nin gelecekdeki hedefleri ayrıldı. Huysein Baykara kendini devletin sultanı yapıp politik iktidar kazanmak için o dönemin politik hayatına atıldı. Ali Şir Nevai önce Herat'ta sonra Semerkand'da Nızamiye mederesesine devam etmeye başladı ve Semerkant medresesinde müderrisliğe başladı.
Bu arada Herat, Tımurlu Devleti'nln Semerkand Hükümdarı olan ve Şahruh'un torunu olan Ebu Sa'id Mirza'nın eline geçti. Hüseyin Baykara bir müddet hapiste yattiktan sonra annesinin aracılığı ile Herat'ı Ebu Ssid Mirza adına yönetmeye başladı. 1469'da Ebu Said Mirza Karabağ Muharebesi'nde isyancı Uzun Hasan komutasındaki Akkoyunlular'a yenilip Timurlu Devleti hükümdarı tarafından idam edilince Timurlu Devleti çöktü.
Huseyin Baykara Herat'ti eline gecirerek 1469'da kendini Herat Timur Devleti Sultani ilan etti. Bundan sonra Horasan Sultani olan Huseyin Baykara 1470'e kadar Akkoyunlular ve Ebu Said Mirza'nin ogullari ile savaşa girdi ve 1470 sonbaharina bunları ayrı ayrı yenerek Herat'ta hükümdarlığını pekiştirdi. 1470'de önemli bir rakibi kalmadi. Ali Şir Nevai Semarkand'daki medrese gorevinden ayrilip Herat'a gitti ve Sultan Huzeyin Baykara altinda devlet idareciliği görevine başladi.
Sultan Hüseyin Baykara'nın Herat'ta Sultan olarak hükümet etmesi 1506'ya kadar sürdü. Ama 1471'de "vezir" ünvanı da verilen Ali Şir Nevai'inin ona görevi 3 Ocak 1501'de Ali Şir Nevai'nin eceli ile ölmesine kadar devam etti. Ali Şir Nevai bu dönemde bir münzevi derviş hayatı yaşadı; ne bir kadınla evlendi; ne de yanına bir cariye aldı ve hiçbir çocuğu olmadı. Ali Şir Nevai'nin mezarı Herat'ta bulunmaktadır.
İmar eserleri

1942'de Ali Sir nevai'nin 500. doğumyılı anısına Sovyetler Birliği tarafından bastırılan pullar
Ali Şir Nevai hayatının son dönemlerinde Herat'ta Sultsn Hüseyin Baykara yanında vezir, yüksek devlet idarecisi ve hükümdar danışmanı olarak görev yapmıştır. Bu dönemde Hüseyin Baykara'nın hüküm sürdüğü Büyük Horasan bölgesinde büyük imar işleri başarmıştır. Bu devletin hükümet sürdüğü Horasan bölgesnde 370 kadar camii, mederese, kütüphane, hastane., kervansaray, ve diğer eğitim, vakıf ve hayrirsever işler için kullanılan binalar için finansman sağlamış, onları restore ettirmiş veya yeniden yaptırmıştır. Sırf Herat şehrinde 40 kervansaray, 17 camii, 10 büyük konak, 9 hamam, 9 köprü ve 20 havuz yaptırdığı belgelenmiştir. [1]

Mimarı Ali Sîr Nevaî olan Ferîduddin Attâr'in Nışabur'daki türbesi.
Bu imar eserleri arasında en önemlileri 13. yüzyılda ünlü tasavvuf şairi olan Ferîduddin Attâr için kuzey-doğu İran'da Nışabur şehrinde tasarımını yaptırıp ve bina edilmesini sağladığı türbe ve Herat'ta bulunan "Halasiya Mederesi" binasıdır.
Yazılı eserleri[değiştir | kaynağı değiştir]

Nevai'nin Divan'nından bir sayfa

Nevai'nin Divan'nından başka bir sayfa
Ali Şir Nevai'nin Çağatayca[2] edebiyatının oluşmasında büyük bir rolü vardır. Çeşitli konularda yazılmış 30'a yakın eseri bulunmaktadır. Eserlerinden bazıları şunlardır: Çağatayca Divan (5 tane), Farsça Divan (5 tane), Çihil Hadis (Kırk Hadis) ve Muhakemet'ül Lugateyn (İki dilin karşılaştırılması)'dır.
15. yüzyılda Çağataycanın klasik bir yazı dili olarak kimlik kazanmasında Ali Şir Nevai'nin önemi bilinmektedir. Nevai öncesinde ve Nevai’nin çağında, Timurlular devletinde Türkçe yazan sanatçılar azdır. Nevai, Türkçeyi edebi dil olarak kullanmayan, Farsça yazan çağdaşlarına çatar. Çağdaşlarının Farsça'nın karşısında edebi dil olarak Türkçeyi yetersiz görmelerini eleştirir; eğer emek verilirse Türkçenin de Farsça kadar, hatta daha fazla anlatım inceliklerine sahip olduğunun görüleceğini belirtir. Bu görüşlerini Muhakemet'ül Lugateyn'de görürüz.[3]
Türk dili tarihinde Divânu Lügati't-Türk'ten sonra ikinci önemli kitaptır.[kaynak belirtilmeli] Hamse sahibi ilk Türk şairidir (hamse 5 mesneviden oluşur). Tezkire sahibidir(günümüz edebiyattaki biyografi): "Mecalüs'ün Nefais". Şehrengiz: Doğup büyüdüğü "Herat" kentinin doğal güzelliklerini anlatır.
Şiirleri yaşamının değişik dönemlerine göre sınıflandırıp kronolojik olarak divanında toplamıştır.
Farsça'nın resmi dil olduğu, Türk aydınlarının bu dille eser vermeyi hüner kabul ettiği bir zamanda Nevai, Çağatayca'nın Farsçadan üstün bir dil olduğunu savunmuştır. Bunu da eserleri ile kanıtlamış ve kendinden sonrakileri bu yolda eserler vermeye teşvik etmiştir.
Türkçe yazdığı şiirlerde kalem adı Nevāī (نوائى anlamı "ağlayan") adı altında, Ali Şir Nevai baş yazarların arasında, yazınsal Türk dilleri ailesi yararına büyük değişlik yapmıştır. Nevai kendisi başlıca Çağatay dilinde yazar ve 30 yıllık bir dönemin üzerinde 30 eser üretir, böylece Çağatayca Yazınsal dil olarak çok saygın ve önemli kabul edilmiştir.
Nevai ayrıca Farsça yazdığı şiirlerde ise, Farsça dilinde (فانى‎ ; Fāni kalem adı altında, anlamı Arapça "fena" sözünden: yok oluş; mecazi mânâsı ise Allah'ın aşkıyla kendinden geçme, yok olma veya "gelip geçici"), Arapça ve Hintçe çok daha az bir sayıda eser yazmıştır. Ali Şir Nevai'nin en çok tanınmış şiirleri onun dört divan'nında, veya kabaca 50,000 şiir koleksiyonu bulunur.
Bedâiü'l-Bidâye;
Nevai bu ilk 842 şiir bulunan divanını 1470 yılında yazar. Bunlardan 585'i gazel, üçü müstezad, dördü muhammes, ikisi müseddes, üçü terci'-i bend, kırk dokuzu kıt'a, yetmiş sekizi rubâî, onu çistân, elli ikisi muamma, onu tuyuk, kırk altısı müfred'dir.
Nevâdirü'n-Nihâye;
1476 - 1483 yıllarında yazdığı şiirlerini bu ikinci divanında topladı.
Muhakemet-ül-Lügateyn (محاكمة‌اللغتين, Muḥākimāt al-luġatīn);
1499 yılında yazdığı bu kitabı, devrinde olduğu gibi bugün de Türk dünyası için önemli olan, Türk dilinin gücünü ve yerini anlatan büyük bir eseridir.
Ghara’ib al-Sighar (Garâîbü's-Sığar) şairin 7-20 yaşları arasında yazdığı gençlik şiirleridir.
Navadir al-Shabab (Nevâdirü'ş-Şebâb); 20-35 yaşları arasında yazdığı şiirlerdir.
Bada'i' al-Wasat, ("Orta yaş harikaları");
Bedâîü'l-Vasat orta yaş, yani 35-45 yaşları arasında yazılmış şiirlerden meydana gelir.
Fawa'id al-Kibar (Fevâyidü'l-Kibar) ise 45-60 yılları arasında yazılmış şiirlerdir.
Mizan-ül-Evzan (ميزان الاوزان, ‎Mīẓān al-auẓān), (Vezinlerin Terazisi) aruz vezni hakkında eseri. Türkü sözcüğünün ilk olarak Ali Şir Nevâî’nin bu eserinde geçtiği bilinmektedir[4].
Hamset-ül-Mütehayyirin (خمسة‌المتحيرين, ‎Chamsat al-mutaḥirīn);
Piri, üstadı ve dostu Nureddin Abdurrahman Cami hakkında "Hamsetü'l Mutehayyırın" ismindeki eserini 1492-94 yılları arasında yazmıştır.
Târîh-i Mülûk-i ‘Acem (طاَرِكهء مُلُكء ادسثهَم, Tārikh-e Muluk-e Adscham),
1488 yılında Astrabad valisiyken yazdığı "Târîh-i Mülûk-i ‘Acem" (İran Memleketleri Tarihi) kitabı, bunlardan biridir. Nevai, bu eserinde "Arjasp Binni Efrasiyab kim, Türk Padişahi erdi[5]. şeklinde Alp Er Tunga'dan söz eder.
Mecalis-ün-Nefais (مَجَلِس ال نَفِس, Majalis al-Nafais);
Bir derleme, 450 üzerinde çoğunlukla çağdaş ozanların (şairlerin) yaşam öyküsü (biyografik) kısa hikâyeleri içeren, çağdaş Timur kültürü tarihçilerine altın bir bilgi kaynağı oluşturur.
Divān-e Fānī, Farsça yazdığı şiirlerin toplandığı bu eseri gazel biçiminde yazılmış ve mısra sayısı 12 bindir.
Nazm-ül-Cevahir 1485 yılında,
Tuhfet-ül-Müluk (Farsça),
Münşeat (Türkçe);
Hüseyin Baykara'ya ve başkalarına yazdığı mektupların toplandığı bu eserini 1498 yılında yazmıştır.
Sirâcü'l-Müslimin 1488 yılında,
Tarih-i En-biya ve Hükema (Türkçe),
Mahbub-ül-Kulub fil-Ahlak 1500 yılında,
Seyf-ül-Hadi,
Rekabet-ül-Münadi,
Mekârimü'l-Ahlâk;
Bu kitabında Nevai'nin yaptırdığı imaret, hânegâh, havuz, ribât (kervansaray) vb. eserlerin listesini veriyor.
Hâlât-ı Pehlâvân Muhammed, Pehlivan Muhammed hakkında yazdığı eseri. Nevai ayrıca "Vaq-fiye" (1482), "Risâle-yi Tir Endâhten" eserlerinin de sahibidir. "Seb'at Abhur" (Yedi Deniz) adlı bir de sözlük yazmıştır.
Tasavvuf eserleri[değiştir | kaynağı değiştir]
Lisânü't-Tayr[değiştir | kaynağı değiştir]
Lisan-üt-Tayr, (لسان الطیر, Lisan-ol-tayr); Feridüddin Attar (Farsça:فرید الدین عطار,‎ Farīdo d-Dīn ’Attār)'ın Manteq-ol-tayr, veya (منطق الطیر, Maqāmāt-e Toyūr)'dan esinlenerek, varlık ve ilahi gerçek üzerine görüşlerini, insan, tabiat ve yaşam üzerine 3500 beyitten oluşan tasavvufi bir eserini 1499 yılında yazmıştır.
Nesâimü'l-Muhabbet[değiştir | kaynağı değiştir]
Nesaim-ül-Mehabbe, (نسایم المحبت, Nasāyim ul-Muhabbat); 750 tanınmış Sufi şeyhlerin listesi, Nureddin Abdurrahman Cami'nin Nafahat al-uns (نفحات الانس) adındaki eserinin Çağatayca çevirisidir.
Hamse[değiştir | kaynağı değiştir]

Ali Şîr Nevaî’nin doğumunun 550. yılı anısına 1991 yılında Rusya Merkez Bankası'nca basılan hatıra parası. Bu para ile ilgili Dünya Para Kataloğu'nda Almanca olarak şöyle yazmaktadır: "Alişer Navoi: tschagatai-türkicher Dichter aus Herat heute Afghanistan, Begründer der tschagataischen Literatur sprache und Dichtung Turkestans."
Ana madde: Hamse
Nevai'nin diğer önemli eserlerini beş destansı şiir ve Nizami Gencevi (نظامی گنجوی, Nezāmī Ganjavī, tam ismi: Neẓām ad-Dīn Abū Muhammad Elyās ibn Yusūf ibn Zakī ibn Mu'ayyid)'den esinlenerek yazdığı Hamse yi oluşturur;
Hayret-ül-Ebrar[değiştir | kaynağı değiştir]
Hayret-ül-Ebrar (حیرت الابرار, Hayrat-ol-abrar), Nevai'nin bu birinci mesnevisi, 7976 mısralık, felsefî bir eseridir. Dünya hayatı, insan kalbi ve cemiyet; tarihler, efsaneler, meseller vasıtasıyla anlatılır.
Ferhat ile Şirin[değiştir | kaynağı değiştir]
Ferhat ü Şirin (فرهاد و شیرین, Farhād-o Shirin),
Leyla ile Mecnun[değiştir | kaynağı değiştir]
Leyla ile Mecnun (لیلی و مجنون , Layli va Majnun) , Azerice, Türkçe uyarlaması hikâye, "Leylâ ile Mecnun destanı" (داستان ليلى و مجنون, Dâstân-ı Leylî vü Mecnûn) ismiyle 16. yüzyılda Fuẓūlī tarafından yazılmıştır. Nevai bu üçüncü mesnevisini, sonradan söylentiye göre efsâneye dönüştürülen bu aşk hikâyesini, yüksek bir sanat ve zevkle Türkçe ve Türk ruhuyla işler. Nevai bu mesnevisinin sonunda şöyle ifade ediyor:
Men Türkî başlaban rivayet
Qıldım bu fesâneni hikâyet.
Kim, şuhreti çün cahânga tolgay,
Türk eliğe dağı behre bolgay.
Nev çünki bükün cahânda etrâk
Köptür huştab'u safı idrâk.[6]
Sab'a-i Seyyar[değiştir | kaynağı değiştir]
Seb’a-i Seyyare (سبعه سیار, Sab'ai Sayyar) Nevai, dördüncü mesnevisi olan bu eserinde, Şark dünyasında çok yayılmış Behram Gur efsanesini ele alır.
Seddî İskenderî[değiştir | kaynağı değiştir]
Sedd-i İskenderi (سد سکندری, Sadd-i-Iskandari), Nevai, bu beşinci mesnevisinde Büyük İskender'le ilgili efsanevî tarihi anlatmanın yanında, bu konuyu araç edip kendi devrinin maddî, manevî problemlerini, devlet, şah, halkın yönetilmesi, adalet, hakikat gibi konuları da işlemiştir.
Ali Şîr Nevaî, bir beytinde, nevrûz günü gece ile gündüzün eşit olmasından söz etmekte; diğer bir beyitte ise nevrûzla Kadir gecesini bir arada kullanarak, nevrûzu âdeta kutsallaştırmaktadır. Şair, çok güzel olan bir beyitinde, hitap ettiği kişinin her gecesinin Kadir; her gününün de nevrûz olmasını temenni etmektedir:
Vaslı ara kördüm reng emiş boynuyu-saçı
Tün-kün teng ekan zâhir olur boldı Nevrûz[7]
Nevai ve Türkçe[değiştir | kaynağı değiştir]
On beşinci yüzyılda Çağataycanın (Çağatay Türkçesinin) klasik bir yazı dili olarak kimlik kazanmasında Ali Şir Nevâyî'nin önemi bilinmektedir. Nevâyî öncesinde ve Nevâyî’nin çağında, Timurlular devletinde Türkçe yazan sanatçılar azdır. Nevâyî, Türkçeyi edebi dil olarak kullanmayan, Farsça yazan çağdaşlarına çatar. Çağdaşlarının Farsçanın karşısında edebî dil olarak Türkçeyi yetersiz görmelerini eleştirir; eğer emek verilirse Türkçenin de Farsça kadar, hatta daha fazla anlatım inceliklerine sahip olduğunun görüleceğini belirtir. Bu görüşlerini Muhakemetül-lugateyn'de görürüz.[8]
Nevai'nin etkisi[değiştir | kaynağı değiştir]

Nevai'nin Herat'taki türbesi
Nevai'nin doğuda Hindistan'ı ve batıda Osmanlı imparatorluğuna kadar olan alanda büyük bir etkisi olmuştur. Nevai bu vasıflarıyla sadece Türkistan ve Türk dilli devletlere değil bütün dünyaya, bütün insanlığa ibret olacak bir şahsiyettir. Tarihte böyle bir şahsı bulmak zordur.
Babür, (1483 - 1530), Hindistan'da Babür İmparatorluğu'nun kurucusu, ilk İslami yöneticilerin arasında özgeçmişini destansı Babürnâme'de yazmıştır. Babür Ali Şir Nevai'den çok etkilenir ve saygısını onun bu ünlü kitabında dahi görülür.
Osmanlılar Ana Asya mirası olduğunu bildiklerinden; I. Süleyman Nevai'den çok etkilenmiş ve onun üç kitabını kendi kütüphanesine aldırmıştır.
Şöhretli Azeri asıllı Türk divan şairi Fuẓūlī, Safevi Hanedanı ve Osmanlı İmparatorluğu koruma ve himayesi altındaki yazar, Nevai'den çok etkilenir.
Diğer etkileri Rusya'da Kazan'da, Türkistan (Ana asya)'da, çağdaş Türkiye'de ve tüm diğer Türkçe konuşulan bölgelerde görülmüştür.
Klasik dönemde, dil adı ترکی‎ Turkī, Türkī denilen Çağatayca'nın en önemlileri Mīr ʿAlī Schīr Nawā'ī[9] ve Zāhir ad-Dīn Muhammad Bābur[10]'dür.
Zāhir ud-Dīn Muḥammad Bābor Herat'da şöyle yazar;
“    "herkes onun faaliyetlerindeki kusursuzluğuna ulaşmayı denedi,"[11]    ”
Gazelinden bir örnek;
Qaro ko‘zim
Kara gözlüm
Qaro ko‘zum, kelu mardumlug‘ emdi fan qilg‘il,
Ko‘zum qarosida mardum kibi vatan qilg‘il.
Yuzung guliga ko‘ngul ravzasin yasa gulshan,
Qading niholig‘a jon gulshanin chaman qilg‘il.
Takovaringg‘a bag‘ir qonidin hino bog‘la,
Itingg‘a g‘amzada jon rishtasin rasan qilg‘il.
Firoq tog‘ida topilsa tufrog‘im, ey charx,
Xamir etib yana ul tog‘da ko‘hkan qilg‘il.
Yuzung visolig‘a yetsun desang ko‘ngullarni,
Sochingni boshdin-ayog‘ chin ila shikan qilg‘il.
Xazon sipohiga, ey bog‘bon, emas mone'
Bu bog‘ tomida gar ignadin tikan qilg‘il.
Yuzida terni ko‘rub o‘lsam, ey rafiq, meni
Gulob ila yuvu gul bargidin kafan qilg‘il.
Navoiy, anjumani shavq jon aro tuzsang,
Aning boshog‘lig‘ o‘qin sham’i anjuman qilg‘il.

QAYNAQ

File Type:
PDF Document

 Sayın oxucular!
Turuz sitesi bir kültürəl ocaq olaraq dilçiliklə bağlı qonulardan danışır. Bu sitə dilçiliklə bağlı dəyərli bilgilər verməkdədir.Dilimizin tarixi və etmolojisi sahəsində çalışan bu sitə, sözlərin kökü və etimolojisi haqqında, başqa sitələrdən dəyişik olaraq, eyləmlə(fe'l) bağlı anlamların açıqlayır.
Sitəmizdə dilçiliklə bağlı bir çox kitab,sözlük, yazılar əldə edib oxuyabilərsiniz. Umuruq ki bu sitə, siz dəyərli, sayın oxucular yardımıyla, dilçilik qollarının gəlişməsi, yüksəlişi yolunda bir addım götürəbilsin.
Bey Hadi ([email protected])
Təbriz