Bağış

Turuz masraflarını karşılaya bilmemiz için yeni yılda Turuza destek olmak için [email protected] ile irtibata geçin.

Bağışlarınızı bu E-postaya bildirin: [email protected]

BTC: bc1q0lqs9dhsd6glk4hdslt83fwcrz9uvujk6lrcfl

USD(TRC20):TWrFZBWcvyDfQSA51cvXq52Es8VSHeFwQR

Bank kart bilgileri:

6104 3373 5031 8547

Iran Millet Bank

Nardoğan-Büyükçille Bayramı

7178
0
2011/12/21
Number of votes 1
Voting results 5

 

NARDOĞAN-BÜYÜKÇILLE BAYRAMI


Noel Bayramı Nasıl Başlamış?

Türklerin tek tanrılı dinlere girmesinden önceki inançlarına göre, yerin göbeği sayılan yeryüzünün tam ortasında bir "akçam ağacı" bulunuyor. Bu ağacın tepesi de gökyüzünde oturan tanrı Ülgen'in sarayına kadar uzuyor ve buna "hayat ağacı" diyorlar. Bu ağacı, motif olarak bizim bütün halı, kilim ve işlemelerimizde bulabiliriz.
Ülgen, insanların koruyucusu; sakallı ve kaftan giymiş olarak sarayında oturuyor ve geceyi, gündüzü, güneşi yönetiyor.Türklerde güneş çok önemli. İnançlarına göre,
gecelerin kısalıp gündüzlerin uzamaya başladığı 22
Aralık'ta gece, gündüzle savaşıyor. Uzun bir savaştan sonra da gün, geceyi yenerek zafer kazanıyor.

Bu, güneşin yeniden doğuşu; bir "yeni doğum" olarak algılanıyor Türklerde. Bayramın adı "Nardugan". "Nar=güneş", "tugan/dugan" da "doğan" ve "Çam Bayramı".

Astronomik olarak o günden itibaren geceler kısalmaya, günler uzamaya başlıyor. İşte bu güneşin zaferini ve yeniden doğuşunu Türkler, büyük şenliklerle "akçam ağacı" altında kutluyorlar. Güneşi geri verdi, diye Ülgen'e dualar ediyorlar. Duaları tanrıya gitsin, yılı iyi geçirdik, diye ağacın altına hediyeler koyuyorlar; dallarına bantlar bağlayarak o yıl için dilekler diliyorlar tanrıdan... İnanca göre, bu dilekler muhakkak yerine geliyormuş. Bu bayram için evler temizleniyor ve güzel giysiler giyiliyor; ağacın etrafında şarkılar söylenip oyunlar oynanıyor. Yaşlılar, büyükbabalar ve nineler ziyaret ediliyor; aileler bir araya gelerek birlikte yiyip içiyorlar. (Yedikleri, yaş ve kuru meyveler yanında, özel bir yemek ve bir tür de şekerleme.) Bayram, aile ve dostlar bir araya gelerek kutlanırsa ömrün çoğalacağına, uğur geleceğine inanıyorlar. Bu gün dönümünde fena olanlar iyi, cimri olanlar eli açık oluyor. Yeraltında kütülüklerin ayni zamanda gök tanrısı Ülgen'in kardeşi olan Erlik de o gün iyi ve eli açık olarak sırtında kürklü kaftanı, başında kırmızı başlığı ve ayağında çizmeleri elinde torbası ile hediyeler dağıtıyor, diye düşünülüyor. Bu Noel baba kıyafeti eski Türk kıyafeti. Geyik sibirya'da yaşayan Türkler için kutsal olmaz mı? Türkler bu bayrama çam bayramı da diyorlar.


Yazılana göre, "akçam ağacı" sadece Ortaasya'da yetişiyormuş. Mesela, Filistin'de bu ağacı bilmezlermiş. O yüzden, bu olay Türklerden Hıristiyanlara geçmiştir; Hıristiyanlar, Hunların Avrup'ya gelişlerinden sonra onlardan görerek almışlardır bu töreni, deniyor. İsa'nın doğumu ile hiç ilgisi yok! Doğum, güneşin yeniden doğuşu.*Bu gelenek Asya Türkleri arasında değişik şekillerde yaşadığını öğreniyoruz.Bu arada Anadolu'nun bazı yörelerinde de düğünlerde çam götürüldüğünü, onun etrafında oynanıldığını da öğrendik. Yazıya gerek olmadan geleneklerin, kuşaktan kuşağa bazı değişikliklere uğrayarak binlerce yıl süre gelmiş olduğunu görüyoruz.

Ansiklopedilerde yazdığına göre, İsa evrenin nuru, güneşi olarak algılanıyor ve bu olayın pagan halklardan alınıp İsa'ya yakıştırıldığı yazılıyor. İmparator Kostantin (324-337) zamanında İznik'te toplanan konsülde, 22 Aralık'ta güneşin doğumu için yapılan bu "pagan bayramı" İsa'nın doğumu olarak 24 Aralık'a alınıyor ve buna da "Noel Bayramı" deniyor. (Batı kilisesi [yani Katolikler], 25 Aralık'ta kutluyorlarmış bunu.) Çam süsleme ise, ilk olarak 1605'te Almanya'da görülüyor ve oradan Fransa'ya ve diğer Hrıstiyan ülkelere geçiyor.

Ne kadar ilginç değil mi? Batı, en büyük bayramını göçebe ve ilkel (!) olarak tanımladığı Türklerden yürütmüş! Yeni yapılmakta olan çalışmalarla Batı'ya Türklerden kim bilir daha nelerin geçtiği ortaya çıkacak! Belki de yazının ve dillerin anasının da Türkler olduğu kanıtlanacak.
*
Nar-Dugan şöleni hakkındaki bilgi, Azerbeycan'dan Sayın Adnan Atabek ve İran Azerbeycan bölgesinden Sayın Aref Esmail Esmailin'in göndedikleri yazılara ve de en önemlisi Adj, Murat Kıpçaklar(Türklerin ve Büyük Bozkırrın kadim Tarihi). Atatürk Kültür Merkezi Başkanlığı Yayınları s.47-50 Ankara 202.dayanmaktadır.
Muazzez İlmiye Çığ
18.12.2007

 

 Sayın oxucular!
Turuz sitesi bir kültürəl ocaq olaraq dilçiliklə bağlı qonulardan danışır. Bu sitə dilçiliklə bağlı dəyərli bilgilər verməkdədir.Dilimizin tarixi və etmolojisi sahəsində çalışan bu sitə, sözlərin kökü və etimolojisi haqqında, başqa sitələrdən dəyişik olaraq, eyləmlə(fe'l) bağlı anlamların açıqlayır.
Sitəmizdə dilçiliklə bağlı bir çox kitab,sözlük, yazılar əldə edib oxuyabilərsiniz. Umuruq ki bu sitə, siz dəyərli, sayın oxucular yardımıyla, dilçilik qollarının gəlişməsi, yüksəlişi yolunda bir addım götürəbilsin.
Bey Hadi ([email protected])
Təbriz