Turuz masraflarını karşılaya bilmemiz için yeni yılda Turuza destek olmak için [email protected] ile irtibata geçin.
Bağışlarınızı bu E-postaya bildirin: [email protected]
Bank kart bilgileri:
6104 3373 5031 8547
Iran Millet Bank
Engereğin Gözündeki Qamaşma-Zülfü Livaneli-2001-175s
Engereğin Gözündeki Qamaşma-Zülfü Livaneli-2001-175s
Yıllardır Topkapı Sarayı'ndaki hücresinde kapalı tutulan Şehzade, hiç beklemediği bir anda tahta çıkarılır, böylece iktidarın tek sahibi olur.
Haremağası Süleyman ise Habeşistan'dan koparılıp hadım edilerek saraya getirildiğinden beri onun en sadık kulu ve -iktidarsızlığına rağmen- Harem'in tek hâkimidir. Valide Sultan'ın iktidar hesaplarıyla oğlunu yeniden hapsettirmesi, ilişkileri iyice içinden çıkılmaz bir hale sokacaktır.
Engereğin Gözü, Haremağası ile Padişah arasındaki köle-efendi ilişkisi aracılığıyla, "bakışıyla her canlıyı kımıltısız hale getiren bir engereğin bile gözünü kamaştıran" iktidarın büyüleyiciliği üzerine alegorik bir roman. Bir yanıyla da bir "dil şöleni"; Zülfü Livaneli, Evliya Çelebi'nin, Naimâ'nın ve Türkçenin büyük dil ustalarının izini sürüyor.
------------------------------------
zülfü livaneli'nin 1996'da yayınlanan, 1997'de balkan edebiyat ödülünü kazanan, daha sonra ispanyolca'ya çevrilerek 1998'de bu ülkede yayınlanan romanı.
ilginç olsun diye çok kasılmış izlenimi veren kitap adı.
warcraft'ın en kahramanmaraş savaşçılarından biri, 3 dizli ve bir çocuk babasıdır, lumber mill'de yetiştirilir.
hadım bir haremağasının* gözünden anlatılan güzel bir livaneli romanı.
bir kitabı okumadan etmeden sadece adına bakarak yorum yapmak sağlıklı değildir, önyargı çirkin bir şeydir, saygısızlığın lüzumu yoktur, farkındayım. fakat tutamıyorum kendimi zülfü bey; atın sikindeki kelebek zülfü bey atın sikindeki kelebek...
06.10.2004 14:26 ~ 07.10.2004 01:01 uchk
kesinlikle etkileyici ve tereddütsüz tavsiye ettiğim zülfü livaneli kitabıdır. ilk romanıdır. sanılanın aksine tarihi değil psikolojik bir romandır.
yaşar kemal bu kitap için şöyle demiştir: bu roman, hem karanlığın, hem de aydınlığın romanı. en yıkılmış, en çürümüş bir insanın içindeki insani duyguların, bir an gelip, bir ışık topu olup parladığı roman, birçok nitelikleriyle yalnız ülkemizde değil, dünyada da hayranlıkla karşılanacak, hak ettiği yere oturacaktır.
romanın ismi hususunda tereddüte düşenler ise okuduklarında engereğin gözündeki kamaşma nın konu içindeki anlam vurgusunun ve iktidar, şiddet, adalet, cinsellik ve aşk temaları çevresinde duruşunun farkına varacaklardır.
Ömer Zülfü Livanelioğlu (d. 20 Haziran 1946; Ilgın, Konya), bilinen adıyla Zülfü Livaneli, Türk müzisyen, senarist, politikacı, yazar ve yönetmen.
İlk yılları
Ömer Zülfü Livanelioğlu, 20 Haziran 1946'da Konya'nın Ilgın ilçesinde dünyaya geldi. Livanelioğlu ailesinin büyük dedeleri Ömer Efendi 93 Harbi’nde Artvin’in Ermeni ve Rus işgaline uğraması üzerine Erzurum’a gelerek Ahmet Muhtar Paşa’nın ordusuna katılmıştır.
Ömer Efendi Harput Redif Taburu’na mülazım rütbesiyle atanır. Daha sonra burada çıkan çatışmada şehit düşer. Ömer Efendi’nin tek oğlu olan Zülfü Efendi, Türkiye’nin muhtelif yerlerinde sorgu hakimi olarak görev yapar. Soyadı Kanunu çıktığında, babasının geldiği Artvin/Yusufeli/Livane Sancağı'na izafeten Livanelioğlu soyadını alır. Zülfü Efendi’nin oğullarından üçü de hakim olmuştur. En büyükleri ve Zülfü Livaneli'nin babası olan Mustafa Sabri Livanelioğlu, Yargıtay Başkanvekilliği’ne kadar yükselmiştir.
Kariyeri[değiştir | kaynağı değiştir]
ABD Fairfax Konservatuarı'nı bitirmiştir. Zülfü Livanelioğlu bağlama çalmayı teyzesi Nazmiye (Türeli) Yücel'in eşi olan eniştesi Turhan Yücel'den, Ilgın'da yaşadığı yıllarda ve yaz tatillerinde öğrendiğinde, eniştesi Turhan bey'in kendisine hayatını değiştirecek bir sermayeyi hediye ettiğinden haberi yoktu.
Zülfü Livaneli, müziği ile birçok ulusal ve uluslararası ödül aldı ve eserleri Joan Baez, Maria Farantouri, Maria del Mar Bonet, Leman Sam gibi yerli ve yabancı sanatçı tarafından yorumlandı. Kültür, sanat ve politika alanında Türkiye’nin önemli isimlerinden birisi olan sanatçı, sanat yaşamı boyunca 300'e yakın besteye ve 30 film müziğine imzasını attı.
Türkiye'den ansızın ayrılarak İsveç'e sürgün yıllarında bulaşıkçılık dahil muhtelif işlerde çalışan Livaneli'nin en büyük arzusu birgün Türkan Şoray ile tanışabilmek ve o zaman Türkiye'de suçlanan kişilerin uğrak yeri haline gelen İsveç'te bulunan ünlü yazar, gazeteci veya şairlerle karşılaşabilmekti.
Bugüne kadar dört uzun metrajlı film yönetti: "Yer Demir Gök Bakır", "Sis", "Şahmaran" ve "Veda". Valencia Film Festivali'nde "Altın Palmiye" ve 1989'da Montpelier Film Festivali'nde "Altın Antigone" ödülüne layık görüldü. "Sis", "En iyi Avrupa Film Ödülü"ne aday gösterildi. Sanatçının filmleri Türkiye, ABD, Fransa, Almanya, İsviçre ve Japonya'da gösterime girdi ve BBC, WDR, İspanya, Kanada ve Japon televizyonları gibi birçok televizyon şirketine satıldı.
Ekim 1986'da Cengiz Aytmatov'un daveti üzerine Federico Major, Yaşar Kemal, Arthur Miller ve diğer ünlü sanatçı ve düşünürlerin katıldığı Kırgızistan ve daha sonra Wengen, Granada ve Mexico City'de toplanan Issyk-Kul Forumu'nda yer aldı.
Livaneli; Elia Kazan, Jack Lang, Vanessa Redgrave, Arthur Miller, Mikis Theodorakis gibi ünlü kişilerle birlikte dünya kültürünün ilerlemesi ve dünya sanatlarının gelişmesine katkıda bulunmak üzere çalışmalarda bulundu.
1996 yılında Paris’te merkezi bulunan UNESCO (Birleşmiş Milletlerin Eğitim Kültür Bilim Kurulu) tarafından büyükelçilik verilen sanatçı Livaneli, 1978 yılında yaptığı "Nazım Türküsü" adlı albümde Nazım Hikmet'in şiirlerinden bestelediği şarkıları bir araya getirdi.
"Arafatta bir çocuk", "Geçmişten Geleceğe Türküler", "Sis", "Orta Zekalılar Cenneti", "Diktatör ile Palyaço", "Sosyalizm öldü mü", "Engereğin Gözündeki Kamaşma" ve "Bir Kedi, Bir Adam, Bir Ölüm" ve "Mutluluk" ve Leyla'nın Evi, Sevdalim Hayat, Son Ada ve Sanat Uzun, Hayat Kisa, Serenad, Kardeşimin Hikayesi kitaplarının yazarı olan Livaneli, uluslararası kültür çevrelerinde tanınmakta ve saygı görmektedir.
Ömer Zülfü Livaneli, Ülker Hanım'la evlidir ve bir kızı vardır. Kızı Aylin Livaneli eğitimi ve yaptığı pek çok işten sonra müzik ile ilgilenmiş ve beş albüm çıkarmıştır. Müziğe ara veren Aylin Livaneli şu an yurt dışında ekonomi üzerine eğitim almaktadır. Yayınlanmış 3 kitabı bulunmaktadır. Livaneli vejetaryendir.
19 Mayıs 1997 tarihinde, Ankara Hipodrom meydanında verdiği konsere 500.000 kişinin katılmasıyla Türkiye'nin en büyük konserini gerçekleştirme ünvanını kazanmıştır.[1]
Siyasi kariyeri
Livaneli, 1994 yerel seçimlerinde, Sosyaldemokrat Halkçı Parti'den İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na aday oldu. Anavatan Partisi'nin adayı İlhan Kesici, Refah Partisi'nin adayı Recep Tayyip Erdoğan ve Doğru Yol Partisi'nin adayının Bedrettin Dalan olduğu çekişmeli seçim sürecinde oyların %20,30'unu alan Livaneli üçüncü geldi.[2] Erdoğan ise %25,19'luk bir oranla Belediye Başkanı seçildi.[2] Livaneli, 2002 genel seçimlerinde Cumhuriyet Halk Partisi'den İstanbul milletvekili seçildi. Partinin 13. Olağanüstü Kurultayı'nda yeter sayıda imza bulamadığı için genel başkan adayı olamadı ve parti yönetimini ağır şekilde suçlayarak istifa etti.[3] Livaneli, istifasını açıklarken şunları söyledi:
“ CHP yönetimi, Atatürk'ün laik, devrimci, halkçı, çağdaş ve reformcu çizgisini 21. yüzyıla taşıyamadığı için ülkemizi içinden çıkılması güç bir siyasi karmaşaya sürükledi. Bu büyük tarihsel ve siyasi kaymayı engelleyebilmek ve CHP'yi özündeki devrimci, reformcu ilkelere tekrar kavuşturabilmek için, parti içinde her düzeyde büyük çaba harcadım. Ama ne yazık ki bu çabalar da diğerleri gibi sonuçsuz kaldı. Partideki muhalif fikir ve kişileri yok etme alışkanlığı, bu kurultaydan sonra da bir kıyıma dönüşerek devam ediyor. CHP içinde kalarak mücadele etme yolları artık tükendi. Parti, örneği görülmemiş bir şekilde antidemokratik ve oligarşik bir yapıya dönüştürüldü.[3]
Engereghin_Gozundeki_Qamashma-Zulfu_Livaneli-2001-175s.pdf | |||
---|---|---|---|
خواندن
دانلود
برای ادامه حیات توروز، کمک کنید |
|||
حجم: 3.28 MB | نوع فایل : Pdf | دیده شده : 298 | گزارش خرابی |